Bıçaktaki Parmak İzleri

-
Aa
+
a
a
a

Sadece Cihat'ın kalbine sokulan bıçağa değil, bütün bu coğrafyanın insanlarının vicdanlarına sokulan bıçaktaki parmak izlerine bir daha ve dikkatlice bakılsın. Daha kimlerin parmak izlerini göreceğiz, o kanlı bıçağın sapında!

Şiddet vicdanımızı yine kötü yaktı ve yakmaya devam edecek gibi. O vakit, mevzuya geçen hafta bıraktığımız yerden devam edelim...

Ahmet Talimciler'in Bağlam Yayınları'ndan çıkan Türkiye'de Futbol Fanatizmi ve Medya İlişkisikitabından daha önce de, neredeyse buna yakın bir bağlamda değinmiş ve alıntı yapmıştım.

"Aman, futbol sahalarını, tribünleri bu 'varoş çocukları'ndan, 'vasıfsız cani'lerden temizleyelim de, şöyle efendi efendi maçlarımızı izleyip cukkayı sağlam tutalım'' diyen güzide medyamız, bakalım o kitlelere kendi sayfalarını okutmak için ne laflar etmişler vakti zamanında. Ve ne gibi pespaye, ağzı salyalı manşetler atmışlar, kitap sayesinde hafızamız tazeleniyor.

Her ne kadar birileri sürekli olayı bir kaç kişinin paylaştığı bir kriminolojik sahaya çekmeye çalışsa da, bin bir türlü kılığa ve söyleme gizlenen "şiddet kültürü''nün temel aktörleri belki ki bu söylemin arkasında gizli. Fazla uzatmayalım ve Talimciler'in kitabından yaygın medyada çıkmış bazı manşetlere göz atalım: "İtalyan'a Türk Tokadı" (Akşam, 4.11.1999); "Şişle Boğayı Türkler'in Matadoru" (Star, 16.3.2000); "İşte Avrupai Kesim- Cimbom İspanyol Boğası Mallorca'yı AB standartlarına uygun şekilde şoklayarak kurban etti" (Zaman, 17.3.2000); "Vur Aslanım Vur 65 Milyon Aşkına" (Güneş, 20.4.2000); "Komandolar" (Star, 7.2.2001); "Tak Şişi Bitir İşi" (Star 20.2.2001), "Galatasaray Vurdu İndirdi" (Akşam, 23.9.2001); "Pislik İtalyanlar, Aslan'a yenilmeyi hazmedemedi", "Öleceğiz...Bitireceğiz...Barça'yı yeneceğiz.", "Vahşet" Y.Özdül: "Koduk mu Oturturuz!" / T.Erker: "Forza Roma Nahh Roma!" (Star, 14.3.2000); "Bu Hakem Dayaklık" (Posta; 4.6.2002); "Sumo Gibi Ezdik" (Hürriyet yıldırım baskı, 18.6.2002); A Milliler: Türkiye için savaştık (Akşam); "Türkiyem Vursun Köpekler Kudursun" (Pas, 22.6.2002);...''

Ve daha nice nice rezil, kifayetsiz, mide bulandırıcı başlıklar. Üstelik bu satırlar manşet veya spot, öyle satır aralarında geçen ifadeler de değil. Ve bu manşetleri buldukları zaman, müdürleriyle, patronlarıyla beraber zevkten göbek atanlar, çıkıp utanmadan neyin muhabbetini yapıyorlar? Sadece Cihat'ın kalbine sokulan bıçağa değil, bütün bu coğrafyanın insanlarının vicdanlarına sokulan bıçaktaki parmak izlerine bir daha ve dikkatlice bakılsın. Daha kimlerin parmak izlerini göreceğiz, o kanlı bıçağın sapında! Peki ya tüm bu rezaleti, ve ucuz saldırgan gazeteciliği, bunları satın alarak besleyenler, onlar da çok mu masumdu?Hafızayı tazelemekte ve diri tutmakta fayda var. Çünkü, bir zamanlar böylesi berbat bir futbol söyleminden beslenenler hâlâ utanmadan ahkâm kesebilmekte, ve her daim kamera karşısında, gazete köşelerinde "pişmiş kelle" gibi arz-ı endam etmekte. Kendi varoluş koşullarının asli unsuru olan bu bayağılık ve pespayelik bitmeden, "muhterem" ahkamcılarımızın ortadan kaybolacağı da yok. Hadi bakalım! O vakit şenliğe devam!

Bir kaç kelam da Beşiktaş'ın Çarşı'sına dair! Hemen nasıl bir linç ortamı yarattılar, İstanbul'un stadyumlarının en afili taraftar grubuna karşı. Zaten hiç bir zaman içlerine sindirememişlerdi ki: Irkçılık tribünleri esir ederken kartal işareti ile kurtu boğan, "karanlığa karşı aydınlık için''evlerde ışıklar yakılıp söndürülürken, mumlarıyla tribünü aydınlatan, hâlâ semtlilik kültürünü tribüne taşıyan, yaratıcılık fakiri memleket tribünlerini zekice pankartları, sloganları ve şarkılarıyla şenlendiren, ve en manidarı "mermer''cilere nispet, "mozağinin''parçasını başlarına amigo eden taraftarı. Hakikaten yahu, ne gereği vardı "Çarşı'nın Savaşa karşı olmasına'', "Arafat'ı Beşiktaş'ta yaşatmaya'', ve azınlık da olsa bir grup Fenerli, Galatasaraylı ve daha nicelerini bu denli kendilerine imrendirmeye! Vardı elbet! Hem de çok. Peki ya, çok mu gerekliydi ki son dönemlerde kulüp yönetimleriyle bu denli yakınlaşmaya, özgürlüğün keyfine bu kadar varmışken...

 

3 Aralık 2004 tarihinde Birgün'de yayınlanmıştır.

 

(Kâr amacı gütmemek şartı ile bu yazının tüm hakları, yazarını ve ilk yayımlandığı kaynağı belirtmek kaydıyla kullanmak isteyene aittir...)